15 Temmuz 2014 Salı

Şeytan Hz. Muhammed"e Hilelerini Anlatıyor...

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: Şeytan Hz. Muhammed"e Hilelerini Anlatıyor...

Şeytanın hileleri


Şeytanın hileleri 1. bölüm sesli


[audio mp3="http://www.omurokur.com/wp-content/uploads/Şeytanın_Hileleri_1.mp3"][/audio]

İbn-i Abbas Hz.leri’nden naklen Muaz b. Cebel rivayet ediyor.


Bir gün Hz. Muhammed (s.a.v.) ile beraberdik. Medine"de Ensârdan birinin evinde oturuyorduk… Bir cemaat halindeydik... Tam sohbete dalmışken... Dışarıdan bir ses geldi.


-Ev sahibi, içeridekiler…


-Eve girmem için bana izin verir misiniz?


-Benim sizden bir dileğim var görülecek bir işim var…


Bunun üzerine, herkes Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimizin yüzüne bakmaya başladı. Orada ve her zaman büyük O’ ydu (s.a.v.). İzin O’ndan (s.a.v.) çıkacaktı…


Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz duruma vâkıf oldu ve:


Bu seslenen kimdir, bilir misiniz? buyurdu.


Biz hep birden şöyle dedik: En iyi bilen Allah ve Resûlüdür (s.a.v.). Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz:


O, lanetlenmiş iblistir. Şeytandır. Allah’ın lâneti onun üzerine olsun…


Buyurunca hemen Hz. Ömer: Ya Resûlâllah (s.a.v.), bana izin verin onu öldüreyim, dedi.


Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz buna izni vermedi; şöyle buyurdu:


Dur ya Ömer, bilmiyor musun ki; ona belli bir vakte kadar mühlet verilmiştir…


Öldürmeyi bırak.


Sonra şöyle buyurdu:


Açın kapıyı gelsin… O buraya gelmek için emir almıştır. Söyleyeceklerini anlamaya çalışınız. Size anlatacaklarını iyi dinleyiniz…


Muaz b. Cebel devam ediyor...


Kapıyı ona açtılar. İçeri girdi ve bize göründü. Bir de baktık ki; şekli şöyle:


şeytan kafası


Bir ihtiyar,


Şaşı,


Aynı zamanda köse,


Çenesinde at kılı gibi altı veya yedi kadar kıl sallanıyor,


Gözleri yukarı doğru açılmış,


Kafası büyük bir fil kafası gibi,


Dudakları bir manda dudağı gibiydi.


İçeridekilere şöyle bir selâm verdi:


Selâm sana ya Muhammed (s.a.v.)!


Selam size ey cemaat-ı Müslim’in.


Onun bu selâmına Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz şu mukabelede bulundu:


Selâm Allah’ındır ya lâin.



Bir iş için geldiğini duydum; nedir o iş?


Şeytan şöyle anlattı:


Benim buraya gelişim, kendi arzumla olmadı. Mecburen geldim.


Hz. Muhammed (s.a.v.) efendimiz sordu:



Nedir o mecburiyet?


Şeytan anlattı:


İzzet sahibi Rabbin katından bana bir melek geldi. Ve dedi ki:


Allah-ü Teâlâ sana emir veriyor.


Muhammed’e (s.a.v.) gideceksin ama düşük ve zelil bir halde, tevazu ile.


O’na (s.a.v.) gideceksin ve Âdemoğullarını nasıl kandırdığını anlatacaksın.


Sonra O (s.a.v.) sana ne sorarsa doğru cevap vereceksin.


Daha sonra… Allah-ü Teâlâ buyurdu ki:


Söylediklerine bir tek yalan katarsan, doğruyu söylemezsen… Seni kül ederim. Rüzgâr savurur… Ve düşmanların önünde seni rezil rüsva ederim.


İşte böyle ya Muhammed (s.a.v.), o emir üzerine sana geldim.


Arzu ettiğini bana sor. Şayet bana sorduklarına doğru cevap vermezsem; düşmanlarım benimle eğlenecek. Şu muhakkak ki benim için düşmanlarımın eğlencesi olmaktan daha zor bir şey yoktur.


Bundan sonra Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu:


Mademki sözlerinde doğru olacaksın, bize doğruyu söyleyeceksin... O halde anlat bakalım:



Halk arasında en çok sevmediğin kimdir?


Şeytan cevap verdi:


Hz. Muhammed ( S.A.V. )


Sensin ya Muhammed (s.a.v.)…


Allah’ın yarattıkları arasında Senden daha çok sevmediğim kimse yoktur. Sonra, senin gibi kim olabilir ki?


Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz sordu:



Benden sonra en çok kimlere buğuz edersin, kimleri sevmezsin?…


Kuranı Kerim okuyan genç


Takva sahibi, Allah korkusu ve muhabbeti ile dolu olan genci sevmem ki; o varlığını Allah yoluna vermiştir.


Bundan sonra, soru-cevap aşağıdaki şekilde devam etti. Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz sordu; şeytan anlattı.



Sonra kimi sevmezsin?


alim


Sabırlı ve şüpheli şeylerden sakınan âlimi.



Sonra?


banyo


Temizlik işinde … yıkadığı şeyleri üç defa yıkamaya devam eden kimseyi.



Sonra?



Sabırlı olan bir fakiri ki; ihtiyacını hiç kimseye anlatmaz… Halinden şikâyet etmez.



Peki, bu fakirin sabırlı olduğunu nereden bilirsin?


Ya Muhammed (s.a.v.).


O kişi ihtiyacını kendi gibi birine açmaz.


Her kim ihtiyacını kendi gibi birine üç gün üst üste anlatırsa, Allah onu sabredenlerden yazmaz.


Sabırlı kimselerin işi buna benzemez. Hâsılı onun sabrını; halinden, tavrından ve şikâyet etmeyişinden anlarım.



Sonra kim?…


para yardımı yapan zengin adam


Şükreden zengini sevmem.



Peki ama o zenginin şükreden olduğunu nasıl anlarsın?


Şükreden zengin kazandığını helalden kazanır ve Allah için yerine harcar. Bilirim ki o şükreden bir zengindir.


Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz bu defa konuyu değiştirdi ve iblise başka bir sual sordu:



Peki, ümmetim namaza kalkınca senin halin nice olur?


namaz


Ya Muhammed (s.a.v.), beni bir sıtma tutar. Tir tir titrerim.



Neden böyle olursun ey lâin?…


Çünkü bir kul, Allah için secde ederse bir derece yükselir.



Peki ya oruç tuttukları zaman nasıl olursun?


oruç


O zaman da bağlanırım. Ta ki; onlar iftar edinceye kadar.



Peki ya hac yaptıkları zaman nasıl olursun?…


hac


O zaman da çıldırırım.



Peki ya Kur’an okudukları zaman nasıl olursun?…


Kuranı Kerim okuyan adam


O zaman da eririm, tıpkı ateşte eriyen bir kurşun gibi eririm.



Peki ya sadaka verdikleri zaman halin nasıldır?


sadaka


Ha işte o zaman halim pek yaman olur.


Sanki sadaka veren, eline bir testere alır ve beni ikiye böler.


Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz bunun sebebini sordu:



Neden öyle testereyle ikiye biçilirsin ey Ebâ Bürre?…


Onu da anlatayım… ve anlatmaya başladı:


Çünkü sadakada 4 güzellik vardır. Şöyle ki:


1) Allah-ü Teâlâ, sadaka verenin malına bereket ihsan eyler.


2) Sonra, Allah sadaka vereni halkına sevdirir.


3) Sadaka verenle cehennem arasında bir perde oluşur.


4) Allah-ü Teâlâ, sadaka verenden belâyı, sıkıntıyı ve ahları defeder.


Bundan sonra Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz arkadaşları hakkında bazı sorular sordu:



Ebû Bekir için ne dersin?…


O bana, cahiliyet devrinde bile itaat etmedi… İslam’a girdikten sonra nasıl itaat eder?



Peki Ömer b. Hattab için ne dersin?…


Allah’a yemin ederim ki, her gördüğüm yerde O’ndan kaçarım.



Peki Osman b. Affan için ne dersin?


O’ndan çok utanırım… Hem de çok… Rahman’ın melekleri bile O’ndan utanır. O harika bir haya sahibidir.



Peki ya Ali b. Ebû Tâlib?


Ah O’nun elinden bir kurtulsam… O, kendi başına kalsa, ben de kendi başıma kalsam… O, beni bıraksa… ben de O’nu bıraksam; ben onu bırakırım ama O beni bırakmaz.


Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz bunun üzerine;


Ümmetime saadet ihsan eden, seni de belli bir vakte kadar şâki kılan Allah’a hamd olsun.


deyince şeytan biraz meydan okur gibi konuştu...


şeytan kafası


Heyhat, heyhat…


Ümmetin saadeti nerede?


O belli vakte kadar diri kaldıkça, sen ümmetin için nasıl ferah duyarsın?


Ben onların kan damarlarına girer damarlarında akarım. Etlerine karışırım. Ama onlar benim bu halimi göremez ve bilemezler.


Beni yaratan ve öldükten sonra yeniden diriliş gününe kadar bana mühlet veren Allah’a yemin ederim ki, onların tamamını azdırırım.


Cahillerini ve âlimlerini, ümmîlerini ve okumuşlarını…


Günahkarlarını ve ibadet ehli olanlarını…


Hasılı, bunların hiç biri elimden kurtulamaz.


Fakat…


Allah’ın hâlis kulları müstesna…


Evet, bunları azdıramam.


Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz sordu:



Sana göre ihlâs sahibi bu halis kullar kimlerdir?…


Bilmez misin ya Muhammed (s.a.v.)?


Bir kimse ki, dirhemi ve dinarı yani malı ve parayı çok sever… O, Allah için bir ihlâsa sahip değildir.


Mevlana kara kalem çizim


Bir kimseyi görürsem ki; dirhemini ve dinarını sevmez; övülmekten ve methedilmekten hoşlanmaz… Bilirim ki o ihlâs sahibidir… Hemen onu bırakır kaçarım.


daha zengin


Bir kul, malı ve övülmeyi sevdiği, kalbi de dünyaya arzulu kaldığı müddetçe o, size özelliklerini arzettiğim kimseler arasında bana en çok itaat edendir.


Bilmez misiniz ki; ya Muhammed (s.a.v.), mal sevgisi, büyük günahların en büyüğüdür.


Bilmez misiniz ki; ya Muhammed (s.a.v.), baş olma sevgisi büyük yine günahların en büyükleri arasındadır.


İblis anlatmaya devam etti:


Ya Muhammed (s.a.v.), bilmez misin?…


Şeytan


Benim yetmiş bin tane çocuğum var. Bunların her birini, bir başka yere tayin etmişimdir.


Sonra… her çocuğumla birlikte yine yetmişer bin tane şeytanlar var. Onların bir kısmını alimlere, bilginlere gönderirim. Bir kısmını gençlere yollarım. Bir kısmını şeyhlerin üzerine salarım. Bir kısmını da ihtiyar kadınlara musallat ederim.


Gençlere gelince; aramızda hiç bir anlaşmazlık yoktur. Onlarla gayet iyi geçiniriz.


Çocuklara gelince… Onlarla da bizimkiler istedikleri gibi birlikte oynarlar.


Bizimkilerin bir kısmını ibadet ehlinin başına dert ederim. Bir kısmını da zâhidlerin başına. Onlar bunların yanına girer; halden hale sokarlar. Bir tepeden öbürüne... Dolaştırıp dururlar.


Öyle bir hale getirirler ki, sebeplerden herhangi birine sövmeye başlarlar… İşte böyle onların ihlâsını alırım.


Onlar bu halleri ile ibadette ihlası yakalayamaz hale gelirler… Ama bu hallerinin farkında olamazlar.


Şeytanın hileleri 2. bölüm sesli


[audio mp3="http://www.omurokur.com/wp-content/uploads/Şeytanın_Hileleri_2.mp3"][/audio]

İblis, bundan sonra, aldattığı bir rahibin hikâyesini anlatmaya geçti. Dedi ki:


günahkar


Bilmez misin ya Muhammed (s.a.v.), Rahip Barsisa; tam yetmis yıl halis olarak ihlâs ile Allah’a ibadet etti. Bu ibadetleri sonunda kendisine öyle bir hal ihsan edildi ki: Her dua ettiği hasta duası bereketiyle şifâya kavuşuyordu. Onun peşine takıldım ve hiç bırakmadım…


Zina etti.


Katil oldu.


Ve sonunda da küfre girdi.


Bu o kimsedir ki; Allah-ü Teâlâ, aziz kitabında şöyle anlatıyor:


…Onların durumu o şeytanın hali gibidir ki; şeytan insana: inkar et, kâfir ol, gerçeği görme, gizle… Dedi… İnsan inkar edip de kafir olunca bu defa: Ben senden uzağım…


Ben. Âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım. Dedi.


Allah onu size böyle anlattı.


Şeytan bundan sonra, bazı kötü huylar üzerinde durdu. Ve onların her birinden nasıl istifade ettiğini anlattı…


YALAN


yalancı


Bilmez misin ya Muhammed (s.a.v.), yalan bendedir ve ilk yalan söyleyen de benim.


Her kim yalan söylerse… O benim dostumdur. Her kim yalan yere yemin ederse O benim sevgilimdir.


Bilmez misin ya Muhammed (s.a.v.), ben Adem’e (AS) ve Havva’ya yalan yere Allah adına and içtim.


Muhakkak ben size nasihat ediyorum… Dedim…


Bunu yaparım, çünkü yalan yere yemin gönlümün eğlencesidir.



ya GIYBET ve KOĞUCULUK


dedikodu


Gıybet ve koğuculuk benim meyvelerimdir, şenliğimdir.


NİKAH ÜZERİNE YEMİN ETMEK


divorce


Her kim talâk yani eşini boşamak üzerine yemin ederse, günahkâr olacağından endişe edilir, isterse bir defa olsun... isterse doğru bir şey üzerine olsun, her kim eşini boşamayı ağzına alırsa, ta hakikat belli oluncaya kadar karısı ona haram olur. Onların bu halleri ile kıyamete kadar meydana getirecekleri çocuklar; hep zina çocuğu olur. Ağza alınan o talâk, yani eşini boşama kelimesi yüzünden hepsi cehenneme girer.


NAMAZ


namaz kılan çocuk


Ya Muhammed (s.a.v.), namazı vakti içinde tehir eden, az sonra az sonra  kılarım diyeni de anlatayım...


O, her ne zamanki namaza kalkmak ister; tutarım. Ona vesvese veririm. Derim ki:


Henüz vakit var. Sen de meşgulsün; hele şimdi işine bak. Sonra kılarsın.


Böylece o, vakit geçtikten sonra namaza kalkar ve namazı namaz olmaz… Bu sebeple onun kıldığı namaz reddedilip yüzüne fırlatılır.


Şayet o kimse beni mağlup ederse ona insan şeytanlarından birini yollarım… Böyle onu vaktinde namaz kılmaktan alıkoyarım.


İnsan bunda da beni mağlup ederse… Bu sefer onun hesabını namazda görmeye bakarım.


O namazın içinde iken… Sağa bak… Sola bak… Derim… O da bakar… O zaman insanın yüzünü okşar ve alnından öperim.


Fakat, hemen arkasından kalbine vesvese vermek için;


Sen ebedî yaramaz bir iş yaptın. Derim ve huzurunu bozarım.


Sen de bilirsin ki ya Muhammed (s.a.v.)! Her kim namazda sağa ve sola çokça bakar bakınırsa Allah onun namazını kabul etmez.


Bunda da muvaffak olamazsam… Münferit olarak, tek başına namaz kılarken, insanın yanına giderim. Ona: çabuk kılmasını emrederim. O da başlar namazını çabuk çabuk kılmaya. Tıpkı horozun gagası ile yerden bir şeyler topladığı gibi secdeye gider gelir.


İnsana eğer bunu yaptıramazsam, bu sefer cemaatle namaz kılarken, onun yanına varırım. Başına bir gem takarım. İmamdan evvel secde ve rükû yaptırırım ve başını imamdan önce secdeden ve rükûdan kaldırırım. İnsan böyle yaptığı için kıyâmet günü, Allah onun başını eşek başına çevirir.


O kimse, bunda da beni yenerse ben işimden asla vazgeçmem. Bu kez namazda parmaklarını çıtlatmasını emrederim. Böylece o Allah"ı değil de beni tesbih edenlerden olur.


Eğer bunu beceremezsem insana tekrar giderim. Namaz içinde iken burnuna üflerim. Ben üfleyince, o esnemeye başlar.


Şayet öğütlenen biçimde eliyle ağzına kapatmazsa… içine küçük bir şeytan girer ve dünya hırsını ve dünyevî bağları çoğaltır.


Bunda muvaffak olduğum zaman o insan artık bundan sonra hep bize itaat eder. Sözümüzü dinler. Dediklerimizi yapar.


Şeytan Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimize; insana neler neler yapabileceğini, insanın saadetine nasıl engel olacağını anlatmaya devam etti:


şeytan kafası


Sen, ümmetinin hangi saadetinden ferah duyarsın ki?…


Ben onlara ne tuzaklar kurarım… Ne tuzaklar…


Miskinlerine, çaresizlerine ve zavallılarına giderim. Namazı bırakmalarını emrederim. Ve onlara derim ki:


Namaz size göre değil. O, Allah’ın afiyet ve bolluk ihsan ettiği kimseler içindir. Akıllarını çelerim.


Sonra hastalara giderim:


Bırak namazı. Derim… Çünkü Allah-ü Teâla hastalara zorluk yok buyurdu…


İyi olduğun zaman çokça kılarsın. Ve böylece hasta, namaz kılmayı bırakır. Hattâ küfre de gidebilir. Şayet o hastalığında namazı terk ederek ölüp giderse… Allah’ın huzuruna çıkarken Allah-ü Teâla’yı öfkeli bulur.


Sonra şeytan sözüne şöyle devam etti:


Ya Muhammed (s.a.v.), eğer bu sözlerime yalan kattımsa, beni akrep soksun…


Sonra… Eğer yalanım varsa… Allah’tan dile; beni kül etsin.


İblis bundan sonra da konuşmalarına devam etti ve şöyle dedi:


şeytan kafası


Ya Muhammed (s.a.v.) , sen ümmetin için ferah mı duyuyorsun? Halbuki, ben onların altıda birini dininden çıkardım.


Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz, İblis’e kısa sorular sordu.



Ya lâin, senin sohbet arkadaşın kim?


para ağacı


Faiz yiyen.



Dostun kim?


zina


Zina eden.



Yatak arkadaşın kim?


sarhoş


Sarhoş.



Misafirin kim?


hırsız


Hırsız.



Elçin kim?


sihirbaz


Sihirbazlar. Sihirbazlar benim elçilerimdir.



Senin gözünün nuru nedir?


boşanma


Boşamak. İnsanın eşini boşaması.



Peki ya, sevgilin kim?


namaz kılan müslümanlar


Cuma namazını terk edenler.


Resulullah (s.a.v.) Efendimiz bu kez başka bir konuya geçti ve sordu:



Ey lanetli, senin kalbini ne kırar?


Hz. Hamza


Allah yolunda cihada koşan atların kişnemesi…



Peki, senin cismini kim ya da ne eritir?


Müslüman tövbe ederken


Tövbe edenlerin tövbesi.



Ya, ciğerini ne parçalar, ne çürütür?


istiğfar


Gece ve gündüz Allah’a yapılan bol bol istiğfar. O zaman ben hasta olurum.



Yüzünü ne buruşturur?


gizli sadaka


Gizli verilen sadaka.



Gözlerini ne kör eder?


gece namazı


Gece namazı.



Peki, başını eğdiren nedir?


cemaat ile namaz kılan müslümanlar


Çokça kılınan cemaatle namaz!


Şeytanın hileleri 3. bölüm sesli


[audio mp3="http://www.omurokur.com/wp-content/uploads/Şeytanın_Hileleri_3.mp3"][/audio]

Resûlülllah (s.a.v.) Efendimiz tekrar başka bir konuya geçti ve şöyle sordu:



Sana göre insanların en mesudu, en mutlusu kimdir?


cemaatsiz cami


Namazını bilerek, kasten bırakanlar.



Ya insanların en şakisi?


cimri


Cimriler.



Peki, seni işinden alıkoyan nedir?


ulema meclisi


Alimlerin meclisi. İlmi toplantılar. Hak ve hakikat sohbeti yapılan zamanlar. 



Sen yemeğini nasıl yersin?


solak


Sol elimle ve parmaklarımın ucu ile.



Peki, sam yeli estiği zaman ve ortalığı yakıcı bir sıcaklık bastırdığında çocuklarını nerede gölgelendirirsin?


tırnaklar


İnsanların uzamış tırnakları arasında!


Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz, bu defa başka mevzuda sordu.



Rab"binden neler talep ettin?


Şeytan


Rabbimden 10 şey talep ettim.



Nedir onlar ya lâin?


1) Allah’tan diledim ki beni Âdemoğullarının malına ve evlâdına ortak ede… Rabbim bu ortaklık talebimi kabul etti, ve onların mallarına ve çocuklarına ortak ol, onlara vaat et. Hâlbuki şeytan onlara daha çok gurur vadeder. buyurdu Ayet-i celîlesi ile sabittir.


haram kurban


Besmelesiz kesilen her hayvanın etinden yerim.


kirli para


Faiz ve haram karışan yemeğe de ortak olurum. Şeytandan Allah’a sığınılmayan malın önemli bir kısmı benim olur.


sex


Cinsî münasebet ânında; Allah’a şeytandan sığınmayan kimse ile birlikte hanımı ile birleşmede bende işe karışırım… Ve o birleşmeden hâsıl olan çocuk, bize itaat eder, sözümüzü dinler.


at üstünde günaha giden binici


Her kim hayvana binerken helâl yola gitmeyi değil de, aksini isteyerek binerse, ben de onunla beraber binerim. Yol ve binek arkadaşı olurum. Bu da âyet-i kerîme ile sabittir. Allah-ü Tealâ, bana şu emri verdi: Onlar üzerine süvarilerinle, piyadelerinle yaygara çıkart…


2) Allah-ü Tealâ’dan diledim ki: Bana bir ev vere…


Türk hamamı


Bunun için, hamamlar bana ev olarak verildi.


3) Diledim ki bana bir mescit vere.


hayat pazarı


O"da pazar yerlerini bana birer mescit yaptı.


4) Benim için bir okuma kitabı talep ettim.


şiir


Şiirleri, şarkıları bana okuma kitabı yaptı.


5) İstedim ki: benim için bir ezan vere.


mizmarlar


Mizmarları, flütleri ve diğer çalgı aletlerini verdi.


6) Diledim ki: Bana bir yatak arkadaşı vere…


sarhoş kadınlar


Sarhoşları verdi.


7) Allah"tan bir yardımcı istedim.


insan kendi kaderini kendi çizer


O"da bana kaderiyecileri verdi.


8) Allah-ü Tealâ’dan kardeşler talep ettim.


israf, parayı çarçur etmek


Mallarını boş yere israf edenleri bana kardeş eyledi. Bir de günah yolunda para harcayanları. Bu da şu âyet-i kerime ile sabittir: O kimseler ki: Mallarını boş yere harcarlar. Onlar şeytanın kardeşi olmuşlardır.


Bir ara Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz:


Eğer söylediklerini, Allah’ın kitabından ayetlerle ispat etmeseydin seni tasdik etmezdim. dedi


İblis sözüne devam etti:


9) Ya Muhammed (s.a.v.)! Allah’tan diledim ki,


şeytanın gözleri


Âdemoğullarını ben göreyim; ama onlar beni görmesinler. Bu dileğimi de yerine getirdi.


10) Diledim ki:


hayalet sürücü


Âdemoğullarının kan mecralarını bana yol yapa… O da oldu. Böylece ben, onların damarlarında akarım... Akıp giderim… Gezerim… Hem nasıl istersem…


Allah, bütün bu isteklerimi verdi.


Bu hallerle ben iftihar ederim.


Şunu da söyleyeyim ya Muhammed (s.a.v.); benimle beraber olanlar seninle beraber olanlardan daha çoktur.


şeytan şeytane ve insanlar


İşte…


Böylece kıyamete kadar Âdemoğullarının ekserisi benimle beraber olur.


Bundan sonra İblis çocuklarını tanıttı ve şöyle dedi:


Benim bir oğlum vardır…


Adı ATEME’dir.


şeytanın oğlu


Bir kul, yatsı namazını kılmadan yatarsa, gider; onun kulağına işer. Eğer böyle olmasaydı; imkân yok insanlar namazlarını eda etmeden yatamazlardı ve asla uyuyamazlardı.


Benim bir oğlum daha var ki:


Onun adı da MUTEKADI’dir.


şeytanın oğlu


Bunun vazifesi de; yapılan gizli amelleri ortaya çıkarıp yaymaya çalışmaktır.


Meselâ: Bir kul, Allah için gizli güzel bir iş yapsa... Bir ameli salih işlese... Bu yaptığını da insanlardan gizlemeye çalışsa… MUTEKADI onu dürter… En sonunda o gizli ameli ortaya çıkarır ve herkese duyurur. 


O zaman da işe riya karışır ve Allah-ü Teâla o amel sahibinin yüz sevabının doksan dokuzunu imha eder. Sadece bir sevabı kalır… Oysa bir kulun gizlice yaptığı bir güzel iş için tam yüz sevap verilir. Bu da benim hiç mi hiç hoşuma gitmez.


Sonra; Benim bir oğlum daha var ki:


Onun adı da KUHAYL’dır.


şeytanın oğlu


Bu oğlumun işi insanların gözlerini sürmelemektir. Özellikle ilim meclislerinde ve hatip hutbe okurken... Bu sürme onların gözüne çekildi mi, uyuklamaya başlarlar. Alimlerin ve hatibin söylediklerini işitmezler, anlamazlar. Böylece hiç bir sevap alamazlar.


Bundan sonra, İblis sözünü şöyle sürdürdü:


Hangi kadın olursa olsun, onun kalktığı yere şeytan oturur.


çirkin güzel


Sonra her kadının kucağında mutlaka bir şeytan durur… Ve onu bakanlara güzel gösterir. Sonra, o kadına bazı emirler verir.


kadın içindeki şeytan


Meselâ: Elini kolunu dışarı çıkar, güzelliklerini göster, der. O da bu emri tutar… Ziynetlerini açar, gösterir. Bundan sonra, o kadının hayâ perdesini şeytan tırnakları ile yırtar.


İblis bundan sonra; Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimize kendi durumunu anlatmaya başladı.


Ya Muhammed, bir kimseyi sapıklığa sürüklemek için elimde bir imkân ve bir güç yoktur.


iyi kötü


Ben ancak vesvese veririm ve bir şeyi güzel gösteririm, o kadar.


Eğer delâlete düşürmek benim elimde olsaydı, yeryüzünde Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed (s.a.v.) Allah’ın Resûlüdur (s.a.v.), diyen herkesi, oruç tutanı, namaz kılanı hiç bırakmazdım, hepsini mutlaka sapıklığa sürüklerdim.


Nasıl, senin elinde hidayet imkanı yoksa, aynen onun gibi. Sen de ancak Allah’ın Resûlüsün (s.a.v.). Ve tebliğle memursun.


Şayet hidayet elinde olsaydı; yeryüzünde bir tek kâfir kalmazdı. Sen Allah’ın halkı üzerinde bir hüccetsin, ben de, kendisi için ezelde şekavet yazılan kimselere bir sebebim.


Said olan kimse, daha, ana karnında iken, saiddir.


Şaki olan da öyle.


Saadet ehli kılan da Allah, şekavet ehli kılan da yine Allah"tır.


Bundan sonra… Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz şu iki âyet-i kerîmeyi okudu:


Bunlar, ta, sonuna kadar, böyle değişik şekilde devam edecek, ancak Rabbin esirgedikleri hariç…


Allah’ın emri behemahal yerini bulan bir kaderdir…


Bundan sonra, Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz, İblis’e şöyle dedi:



Ey Ebâ Mürre! Acaba senin bir tövbe etmen ve Allah’a dönmen mümkün değil mi? Cennete girmene kefil olurum. Söz veririm.


şeytan kafası


Ya Resûlallah. İş verilen hükme göre oldu.


Kararı yazan kalem de kurudu…


Kıyamete kadar olacak işler olacaktır. Seni Peygamberlerin efendisi kılan, cennet ehlinin hatibi eyleyen ve seni halkın içinden seçerek bir gözde yapan, beni de şakilerin efendisi kılan ve cehennem ehlinin hatibi eyleyen Allahtır, ve O bütün noksan sıfatlardan münezzehtir.


Ve İblis cümlelerini şöyle tamamladı:


İşte…


Bu söylediklerim, sana son sözümdür…


Ve bütün söylediklerimi de doğru söyledim.


Kaynak : Şeceret-ül Kevn (Hayat Ağacı) - Muhyiddin-i Arabi (k.s.)

Yazı http://www.omurokur.com/2014/07/seytan-hz-muhammede-hilelerini-anlatiyor/ adresinde yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder