Aşkı formülize edemezsiniz;
Çevrenizde bir arkadaşınız ile karşılaşırsınız; tanıştırayım der “bu benim aşkım” diye tanıştırır sizi.
Aynı arkadaşınızı birkaç zaman sonra başkası ile görürsünüz; tanıştırayım der “bu benim aşkım” diye tanıştırır yine…
Ama aşk bu değil ki; daldan dala atlamak, çeşit çeşit çiçeklere konmak değildir ki aşk!
Aşk bir tanedir, aşk bir tanesinedir, aşk diğer tek kişi ile yaşanılan kuvvetli bir sevgi bağıdır.
Şu huyun hoşuma gitmiyor, bu işi böyle böyle yapma, şu hareketin var ya sana yakışmıyor vb. gibi tabirlerden uzaktır aşk.
Karşındakini her şeyi kabullenmek yok ise aşkta ortalıklarda yoktur.
Saçı şöyle bu renk olsun, boyu bu kadar olsun, ten rengi böyle olsun, işi olsun, şu işler elinden gelsin, birazda… işte böyle birisi çıkarsa aşık olurum diyor birileri!
Ama bu pazardan kurbanlık seçmekten farksız ki; aşk kalıplara sığdırılamaz ki!
Hem aşkı görebileceğin şeylerde algılayamazsın; aşk kalbin içerisindedir.
Aşk; biyolojik olarak farklı olsalar da, iki kişinin diğerinde de hayatta kalabilmesidir,
Aşk; bir araya gelen iki kişinin güzel bir amaç uğruna girdikleri kimyasal bir tepkimedir.
Aşk bir tanedir.
Aşk beklenmesi gerekir.
Aşk bir kere söylenir.
Aşk büsbütün hissedilene kadar aşkla ilgili hiçbir şey söylenmez.
…
Kendin gibi, hiçbir şey değiştirmek zorunda kalmadan; rahatça yaşayabileceğin birisini bulduğunda söyle aşkını, o senin birin olsun, yeganen olsun… dünyalar senin olsun.
Aman dikkat et; bir sürü insanın yaptığı gibi aşkın adına leke sürme.
Yazı http://www.omurokur.com/2014/10/ilk-ask-john-green/ adresinde yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder