Geçen gün Linkedin’de birisi (profesyonel işçi diyeceğim) “Arkadaşlar burası profesyonel bir sitedir, burası facebook değildir, burada sadece iş paylaşalım” diye bir not düşmüş?
Tamam; Linkedin’in iş dünyasını bir araya getiren bir site olduğu doğrudur ama iş dünyasında bir araya gelenler kanlı canlı, duyguları olan, yaşam mücadelesi veren insanlardır değil mi; insan bir makine değildir ki sadece iş düşünerek, iş yaparak hayatını geçirebilsin!
Eyyy Linkedin’de sadece işlerin paylaşılmasını isteyen Linkedin üyesi profesyonel işçi, hiç düşündün mü ki; bu ortamda belki de senin çalışanın, senin yüzüne karşı söyleyemediği ve/veya senin çalışanının söylemesine bir türlü fırsat tanımadığın sıkıntılarını görmen, anlaman ve çözüme kavuşturman… için senin kendisinden daha çok zaman ayırdığını/önemsediğini fark ettiği profesyonel iş ağı olan Linkedin de durumunu paylaşarak kendince sıkıntısını dile getiriyordur!
Hiç düşünmedin değil mi?
İnsanız;
Acımalarımız, acılarımız, duyarsızlıklarımız, empati kurduğumuz zamanlar, iyimserliklerimiz, merhamet beslediğimiz zamanlar, bencilliklerimiz, şefkat gösterdiğimiz zamanlar, bir şeye ait olduğumuzu hissettiğimiz zamanlar, sahiplendiğimiz, hiçbir şeyde değil de boşlukta hissettiğimiz melankolik zamanlarımız, aldırmazlık zamanlarımız, şüphe zamanlarımız, kafaya taktığımız zamanlar, tereddütlerimiz, arayışlarımız, kafamızın karıştığı zamanlar, hayretlerimiz, şaşkınlıklarımız, arzularımız, beklentilerimiz, heveslerimiz, hayallerimiz, meraklarımız, hırslarımız, haksızlığa uğradığımız zamanlar, hayal kırıklıklarımız, iğrendiğimiz zamanlar, kızgınlıklarımız, nazik hal takındığımız zamanlar, ilgi duyduğumuz, sevdaya tutulduğumuz, aşk duygusunu tattığımız o zaman, ilham meleklerinin ellerimizden tutarak bizi koşturduğu zamanlar, şehvetle yaşanan ateşli saatler, çektiğimiz ıstıraplar, bağışlamalar, cezalar, fedakârlıklarımız, bağlılıklarımız, kıskançlığımızın tepe yaptığı zamanlar, ihanet, küsmelerimiz, bezginliklerimiz, ön yargılarımız, kötümsediğimiz zamanlarımız, yaşama bağlanışlarımız, böbürlenmelerimiz, gıpta ettiklerimiz, kibirlenmelerimiz, gururlarımız, hayranlık duyduklarımız, cesaretlerimiz, korkularımız, endişelerimiz, coşkunluklarımız, dinginliklerimiz, mutluluklarımız, telaşlarımız, cömertliklerimiz, cimriliklerimiz, çaresiz kaldığımız anlar, bir anda gelen mucize dermanlar, ferahlamalarımız, depresyon hallerimiz, gülümsemelerimiz, dikkatli davrandığımız, sakarlığımızın tuttuğu anlar, düşmanlıklar, dostluklar, enayiliğimize yandıklarımız, saygı duyduğumuz zamanlar, güven, güvensizlik zamanlarımız, heyecan duyduğumuz, mahcubiyet hissettiğimiz zamanlar, huzurlu, hüzünlü, kederli zamanlarımız, panik hallerimiz, ihtirasa kapıldığımız, tahammül ettiğimiz, kabullenmek zorunda kaldığımız zamanlar, küçümseme, küçümsenme zamanlarımız, küstahlığımızın gökyüzüne ulaştığı zamanlar, laubalilik içerisinde kendimizi bulduğumuz zamanlar, resmi ortamda ortada kalmışlık anlarımız, minnet duyduğumuz, nefret ettiğimiz zamanlar, pervasızlıklarımız, özlediğimiz zamanlar, ya sabır çekerek sabrettiğimiz zamanlar, pişmanlıklarımız, sevinçlerimiz, sıkıntılarımız, üzüntülerimiz, umutlarımız, tir tir üşüdüğümüz, su gibi ter içinde kalarak yandığımız zamanlar, yalnızlığımız…
Yani her türlü duygularımız ile insanız.
Her ne işte çalışıyor olursak olalım, bizi insan yapan, bizi biz yapan duygularımız ile insanız.
İyi çalışmalar…
Yazı http://www.omurokur.com/2014/11/linkedinde-profesyonel-iscilik/ adresinde yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder