İstanbul"da Yenilenecek Seçimin Anlattıkları

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: İstanbul"da Yenilenecek Seçimin Anlattıkları

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi, taraf tutan bir hakemin, rakip takım için sürekli vara giderek aleyhte karar verdiği, tuttuğu takım kazanana kadar oyunu çeşitli bahanelerle uzattığı bir müsabakaya döndü.  

Bütün kamu kuruluşlarında tamamen örgütlenene kadar asıl mücadelemiz başlamayacak.

Demokrasi amaç değil araçtır.

Yukarıdaki sözleri kimlerin söylediğini tahmin edin bakalım?

Uzatmadan söyleyeyim;

1. sini Fethullah Gülen 2. sini Recep Tayyip Erdoğan

Bütün kamu kuruluşlarını ele geçirmenin neden önemli olduğunu İstanbul Seçimlerinden görebilirsiniz,

Demokrasinin nasıl işine geldiği şekilde kullanıldığını da!

Geçen seçimlerde muhalefetin itirazları "atı alan Üsküdar"ı geçti" sözleri ile alaya alanlar şimdi YSK ya baskıları ile seçimi yeniletme kararı aldılar. Ama sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini. İlçe başkanları, muhtarlar, il meclis üyeleri doğru seçilmiş her nasılsa?

Şimdi diyeceksiniz ki diğerlerinde muhalefet aldı; itirazlar aynı değerlendirildi ve değiştirilmedi?

Neden İstanbul biliyor musunuz?

Çünkü İstanbul Büyük Şehir Belediyesi DEV bir şirket gibi. İstanbul bir taraf diğer 80 il diğer tarafa. Kasasına giren para nasıl olur da kendilerinde olmaz!

Yani havuzuna akan büyük bir kaynak kesintisi yaşamak istemeyen iktidar, kozunu İstanbul da kullandı.

Evet tek adamın sözünün geçtiği yerlerde olur böyle şeyler.

Tek adama yaranmaya çalışan adamları, nemalanacakları adamı ihya etmeleri gerekiyordu ve öyle de yaptılar.

Çünkü kendilerinin hep kazanması, diğerlerinin ise hep kaybetmesi gerekli. Ona göre düzenlemişlerdi ama birileri beceriksizlik yapmıştı. Düzeltme fırsatını YSK verdi. Bir şans daha. Belki kazanana kadar devam.

Ama inanın demokrasiye olan inanç kalmadı.

Ülkem insanları, iktidar partisinin en başındaki adamından itibaren söyledikleri ile zaten kutuplaşmışken, bu karar iyice kutuplaşmayı derinleştirecek cinsten görünüyor.

Şimdi bu adamların torpille iş yapmadığına, liyakata uygun atama yaptığına nasıl inanırsınız.

Ben inanmıyorum da! Yazı http://www.omurokur.com/2019/05/istanbulda-yenilenecek-secimin-anlattiklari/ adresinde yayınlanmıştır.

Bizden Korkmayın Biz Dostuz

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: Bizden Korkmayın Biz Dostuz

Seçim bitti

Ama seçim öncesi ötekileştirmenin nelere sebep olabileceğini taraftar seçmenlerinden görüyorsunuzdur...

Ülkemin başındaki isim şöyle söylemekte yaw;

Büyükşehirleri kazanmış olabilirsiniz ama ilçeler bizde, Belediyeyi kazanmış olabilirsiniz ama meclis üyeleri bizde?

Yani kazanmış olabilirsiniz ama nah iş yaptırırız mı demek isteniyor? Hizmet, vatandaşın siyasi görüşü, dini, dili, ırkı vb. hiç bir ayrıma tabi tutmaksızın herkese yapılması gerekmiyor mu?

Teröristler belediyelere  girdi diyorlar!

Madem terörist, madem biliyorsunuz,  neden işlem yapmadınız? Teröristi bilip işlem yapmamak görevi su istimal değil mi?

Muhalefete oy veren teröristtir dediler?

Seçimden sonra muhalefetin kazandığı yerlerdeki vatandaşlara karşı teröristlerrrr diye sosyal medyadan öfkesini kusanlar hiçte azımsanacak sayıda değil maalesef!

Muhalefete oy veren kişiyi tanımadan, ne yaptığını bilmeden, düşüncelerini, ülkeye katkısını bilmeden nasıl yaftalayabiliyorsunuz!

Müslümanlık iftira atmayı yasaklamıyor mu!?

Allah"ın verdiği aklı biraz olsun kullanmaya ne dersiniz!?

Korkmayın arkadaşlar biz dostuz:)

Asıl terörist, farklı düşüncelere saygı göstermeyenlerdir!

Yazı https://www.omurokur.com/2019/04/bizden-korkmayin-biz-dostuz/ adresinde yayınlanmıştır.

Alkışlıyorum, Fatih Mehmet Maçoğlu, Tunceli Belediye Başkanı

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: Alkışlıyorum, Fatih Mehmet Maçoğlu, Tunceli Belediye Başkanı

Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz,

Fatih Mehmet Maçoğlu;

Partisi TKP yani Türkiye Komünist Partisi,

Lakabı Komünist başkan,

(Ovacık"ta 9 cami vardır; yani komünist dinsiz demek değildir)

Çoğu kişi için itici gelebilir,

Ama icraatlarına bakınca dinci geçinen çoğu yerde görmediğimiz belediyecilik örneğine şahit oluruz,

Seçimler için, mecliste olan partiler gibi devletten devasa ödenekler almadı, iktidar sahipleri gibi makamına verilmiş hakları seçim için ölçüsüzce kullanmadı, kimseyi tehdit etmedi...

Ovacık Belediye Başkanı iken yaptıkları zaten tüm Türkiye"nin dilindeydi,

Yalan vaatler vermesine gerek yoktu, yaptıklarını yapacaklarının teminatı olarak gösterdi ki yaptıkları aslında diğer belediye başkanlarının da yapması gerekenlerdir...

Kazandı; Tunceli halkı O"nu terfi ettirdi

İnşallah bozulmaz!

...

Fatih Mehmet Maçoğlu"nu tanıyalım;

https://www.youtube.com/watch?v=Go08GwF9BMA Yazı https://www.omurokur.com/2019/04/alkisliyorum-fatih-mehmet-macoglu-tunceli-belediye-baskani/ adresinde yayınlanmıştır.

Hadi Korkusuzca Oy Vermeye

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: Hadi Korkusuzca Oy Vermeye

Korkusuzca

Çünkü tehditler havada uçuşuyor

Ama

Siz Yaradan"dan korkun; yarattıklarından değil

Ateş olsalar cirmileri kadar yer yakarlar

Haksızlığa susan dilsiz şeytandır

Haksızlığa susarsanız sıra size mutlaka gelecektir

Kaybedecek zaman yok

Ders verme zamanı; oylar azalırsa kendilerine çeki düzen verirler, sorgularlar ama oylar yine yüksek çıkarsa yaptıkları her şeyin daha ilerisini yaparlar...

Eskiden Fethullah Gülen ve eteğini öpenlerin söyledikleri şu iki cümleyi iyi idrak edin;

1. Demokrasi amaç değil araçtır,


2. Tüm kamu kuruluşlarında örgütlenene kadar asıl mücadelemiz başlamayacak

Demokrasi tanımını kullanarak seçtiniz diyecekler ve diğer görüşün oylarını hiçe sayarak her yapmak istediklerini gerçekleştirecekler...

Korkmayın muhalif olmaktan

Hiç bir şey yapamazlar

Allah"ın verdiği canı Allah"tan başka alacak yoktur.

Yazı http://www.omurokur.com/2019/03/hadi-korkusuzca-oy-vermeye/ adresinde yayınlanmıştır.

Daha Kötü Ne Olabilir

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: Daha Kötü Ne Olabilir Seçim yaklaşıyor...

İktidarı değilde muhalefet partiler desteklenirse ne olur?

Tarımda kendi kendini besleyebilen ülke olmaktan mı çıkarız,

Hayvan bile büyütemeyiz de yerini dahi bilmediğimiz ülkelerden et almak zorunda mı kalırız,

Milli Servet, Ekonomiyi ayakta tutan Sanayi kuruluşlarımızı mı peşkeş mi çekerler,

Okullar eğitim yuvası olmaktan mı çıkar,

Gazetelerin 3. sayfa haberlerinin sayısı mı artar; Tecavüzler... Cinayetler... İntiharlar...

Bütün komşularımız bize düşman mı olur,

Yabancılar fabrikalarımızı ve topraklarımızı ucuza almak için bir birleri ile mi yarışır,

İşsiz sayısı mı artar,

Harp ve Polis akademileri mi kapatılır,

Okullarını bitirenler kendi eğitim aldığı mesleğini değil de polislik veya askerlik mi yapmak zorunda kalır,

Kendiliğinden yıkılabilen inşaatlar mı yapılır,

İhaleler yandaşlara mı peşkeş çekilir,

Basının özgürlüğü mü elinden alınır,

Karşı düşüncedekiler terörist olarak mi yaftalanır,

Hakkını arayanlar mı azarlanır,

Torpili olanlar mı aş sahibi olur,

...

Daha kötüsü ne olabilir! Yazı http://www.omurokur.com/2019/03/daha-kotu-ne-olabilir/ adresinde yayınlanmıştır.

Ben Böyle Siyasetin...

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: Ben Böyle Siyasetin...

Siyaset Türk Dil Kurumu sözlüğünde "Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüşe veya anlayış olarak tanımlanmaktadır."

Seçimlere ramak Türkiye"deki siyasete dikkat edin tanımla alakalı ne göreceksiniz?

Ayrıştırma,

Bölme,

Ötekileştirme,

Tehdit,

Suçlama,

İftira,

Çamur atma,

Bencillik,

Ego,

Dini siyasete alet etme,

Küçümseme,

Hor görme,

Orantısız imkan kullanımı,

Ayrımcılık,

Eşitsizlik...

İnsana yakışmayan her şey var ama gelecek ile ilgili elle tutulur bir vaat yok!

Dinleyen vatandaş ŞAK ŞAK ŞAK? Yazı http://www.omurokur.com/2019/03/ben-boyle-siyasetin/ adresinde yayınlanmıştır.

İmam Gaz Çıkarırsa Cemaat Pisler

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: İmam Gaz Çıkarırsa Cemaat Pisler

İzlemişsinizdir

Kimisi sarık takmış

Kimisi sakalı  bırakmış ta bırakmış

Kimisi entari giymiş

Kimisi devletin resmi memuru

...

Takım tutar gibi tuttukları parti ağzıyla konuşuyorlar

Partinin görüşü dışında düşünenler için kâfir, dinsiz, Allahsız, günahkar... diyorlar

Dillerinin ucuna ne gelirse kimse kırılır kırılmaz demeden atıp tutuyorlar

Müslümanlık ile uyuşsa kabul

Beddua alabildiğince

Neredeyse cihat? ilan edecekler

Diyanet işleri bunları susturması gerekirken olayların hiç bir yerinde dahil olmuyor

Hatta bu sessizliği söylenenleri kabul ediyor diyenlerin sayısı da az değil; Sükut kabuldendir

Ne var bunda diyeceksiniz

Atasözlerimiz uzun deneyimlere dayanan tek cümlelik tarihi derslerdir.

Din adamının konuşurken çok dikkat etmesi gerekir; çünkü cahil cemaatin, söylediklerini yanlış anlayıp yanlış eylemlere girişmesine sebep olabilir.

Çünkü yönlendirmeli basın, haber, diziler ile beyinleri zaten sürekli saldırı altındadır! 

Allah"a şükür olsun ki farklı düşüncede olmama rağmen Müslümanım

Ayrımcılığa sebebiyet verenler, ayrımı körükleyenler şeytanın ekmeğine yağ bal kaymak sürüyor...

Kuranı Kerim çok sayfa ama maalesef günümüzde İslam sadece 5 şarta indirgendi ve o şartlarda şeklen gösteriş için göstere göstere yapılabiliyor...

Gerçekte o kişinin ne olduğunu Allah"tan başka kimse bilemez

Karşıt görüşü olanları da öyle

Senin ibadetin sana benim ibadetim bana

İbadet Allah ile kul arasındadır

Hem Allah kendisi demiyor mu; öyle insan var ki hep ibadet yaparken görünür ama cennete giremez öylesi de vardır ki ibadet yapmıyor görünür ama cennete girer şartları yapmıyor görünür ama cennete girer...

Dikkat edin ayrışmayalım

Sen beni tanımıyorsun

Yargılama

Bizim ayrışmamız düşmanlarımızın işine gelir

Kaleyi içten fethetmelerine izin vermeyelim Yazı http://www.omurokur.com/2019/03/imam-gaz-cikarirsa-cemaat-pisler/ adresinde yayınlanmıştır.

Kimi Seçmeli?

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: Kimi Seçmeli?

Seçim yaklaşıyor

Bir sürü aday arasından sözde en çok oy alması muhtemel adayı önümüze çıkarıyorlar

Seçim yapacağız

Kavun değil ki koklayasın

Karpuz değil ki tak tak vurasın da ses duyasın

Portakal değil ki avuçlayasın

Ama bir insan

Kim olduğunu araştırabilirsin

Ne imiş

Ne yapmış

Ne olmuş

Nasıl olmuş

Liyakate mi değer verir yoksa torpile mi

Partici mi insancıl mı

Tok mu paragöz mü

Eşitlikçi mi bencil mi

...

İnsan gibi insan

Adam gibi adam

Şeklen değil gerçek Müslüman gibi olmalı

...

Ayrıca

Belediye başkanı

Başarılı bir mimar

Başarılı bir inşaat mühendisi

Başarılı bir şehir planlamacısı veya eğitimini almış kamu yöneticisi olmalı

Muhtar

Mahallemden mahallenin iş yapabilen çocuğu olmalı

...

Ayrıca

Geleceği görebilmeli

Laf ile değil icraatleri ile kendini kanıtlamalı

...

Seçim yaparken partiyi bir kenara bırakın

Parti takım gibidir

Değiştirilebilir

Bir kişinin gerçek görüşünü ifade etmez

Sırf parti oy alıyor diye orada yer alanlarda olmuş olabilir

Havuza para atıp kendini partici gösteren kendine rant sağlamaya çalışan çıkarcılar da

Kişiye bakın

Kim olduğunu partisi ile değil ancak kendisi ile anlayabilirsiniz

Oyunuzu iyi atın

Gelecek sizin oylarınız ile iyi ya da kötü şekillenecek Yazı http://www.omurokur.com/2019/02/kimi-secmeli/ adresinde yayınlanmıştır.

Ne Zannediyordunuz, Zenginleşeceğinizi mi?

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: Ne Zannediyordunuz, Zenginleşeceğinizi mi?

24 Haziran seçimlerinden sonra, sanki tuttuğunuz futbol takımı kazanmış gibi, "nasıl koydukkkkk" diyenleredir sözüm;

İşsizliğin düşeceğine, enflasyonun azalacağına, maaşlarınızın artacağına; zenginleşeceğinize, satın alma gücünüzün artacağına, Türk lirasının değer kazanacağına, dünyanın yükseklerde bir yerlerinde olacağınıza gerçekten inandınız mi?

Aynı gemideyiz; siz ne yiyorsanız biz de onu yiyoruz!

Marketler, ki aralarında Türkiye"nin sayılı market zincirleri bile sanki aynı masada anlaşmışlar gibi insanın en çok ihtiyaç duyduğu ürünlere zam yaptılar; elinizi neye sürerseniz yakıyor (ateş pahası) fark ettiniz mi? alış veriş yapacak gücünüz var mı yoksa dağıtılan yardım kutuları henüz bitmedi mi? Yeniden verirler mi diyorsunuz... Güldürmeyin beni! (Bu satırı yazarken aklıma Gençliğe Hitabe"de Atatürk"ün bir uyarısı geldi; Millet fakru zaruret içerisinde harap ve bitap düşmüş olabilir... diyor Mustafa Kemal tarih içerisinden!) 

Yakıt istasyonlarına yaklaşılmıyor 50 tl ile araba hareket etmiyor artık!

Elektriğe zam geldi, 

Doğalgaza zam geldi,

Kışın yakacağın yakıta bile yazdan zam geldi

Zengin zenginliğine zenginlik katıyor.

Zengin fakirin halinden anlamaz.

...

Merak ediyorum üretme planı yapmayan, üretim vaat etmeyen, halen daha üretimden bahsetmeyen bir parti programına nasıl inandınız?

Tarlada çürümeye terk ettiğin tarım ürünlerin para mı edecekti. İthalatçılar kazanıyor ama!

Fındık para mi edecekti. Gürcistan"dan fındık geliyor farkında mısın?

Dura dura senin hayvanın kartlaştı. Yurt dışından hastalıklı canlı hayvan ve et getirenler kazanıyor ama!

İhracatı artıracağız dediklerini ben hiç hatırlamıyorum.

...

Nereye gidiyoruz?

Merak ediyorum keşke elim kırılsaydı da oy vermeseydim diyor musun?

Bu kötü gidişin içinde kendi sorumluluğunun da olduğunun acısını nebze hissediyor musun?

Aynı gemideyiz arkadaşım aynı gemideyiz.

Siz ne yerseniz ben de onu yerim.

Güzel şeyleri lezzetinde yemek varken,

Neden pahalı pahalı bir halt olmayan şeyleri yiyoruz...

Sen bütçeni kısarken, devleti yönetenlerin sofrasında kuş sütü bile var.

Hiç bir şeylerinden geri durmuyorlar.

Abartıyor muyum?

Sen bilirsin!

Bu arada bedava çay içip, kek yiyebileceğimiz kıraathanelere nerelere açıldı bilen var mı? Yazı http://www.omurokur.com/2018/09/ne-zannediyordunuz-zenginleseceginizi-mi/ adresinde yayınlanmıştır.

TBMM Kukla Tiyatrosu ?D

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: TBMM Kukla Tiyatrosu ?D

TBMM; bildiğiniz Türkiye Büyük Millet Meclisi

Kukla Tiyatrosu; Yaşadığımız yeni sistem

?D; yeni sistemin sonsuz boyutlu yarattığı etkileşim.

Seçimler geçti

Türkiye Büyük Millet Meclisi"nin Miletvekilleri seçildi

Yeni vekiller bir bir yeminde etti...

Türkiye Cumhuriyeti"nin Cumhurbaşkanı da seçildi

Seçimden bu zamana hala Kanun Hükmünde Kararnameler çıkıyor

Yani görüşmeler sonunda varılması gereken kararlar ile KANUN değil; birisinin aklı ile Kanun Hükmünde Kararname

Kanun Hükmünde Kararnameler ile sapından çöpüne kadar, hatta uzmanlık gerektiren konularda bile tüm her şeyin her yetkisi Cumhurbaşkanı"na ve/veya Cumhurbaşkanlığı"na geçti

Bir Milletvekili de demedi ki; "Biz Varken Kanun Hükmünde Kararnamede ne oluyor"

İşte Türkiye Büyük Millet Meclisi

İşte seçilen milletvekilleri

Tüm her şeyin yetkisi Cumhurbaşkanı"nda olacaksa ve milletvekilleri de yine susuyorsa, milletvekilleri ne yapacak peki şimdi, hem de sayıları artmışken?

...

Bu durumda;

Cumhurbaşkanı; kuklacıdır

Milletvekilleri; kukla

Türkiye Büyük Millet Meclisi; kukla tiyatrosunun gösterildiği sahnedir

Vatandaş ise demokratik hakkı ile kim kuklacıyı, kim kuklayı oynayacak kararını veren ve bu seçiminin her boyutundan en çok etkilenecek olan izleyicidir.

...

Sözde Demokrasiye Hoş Geldiniz!

Yazı http://www.omurokur.com/2018/07/tbmm-kukla-tiyatrosu-d/ adresinde yayınlanmıştır.

Aynı Nakarat

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: Aynı Nakarat

Yol yaptı,

Tünel yaptı,

Köprü yaptı,

Havalimanı yaptı,

Hızlı tren yaptı,

Her ile üniversite yaptı,

Hastane yaptı,

...

Yapmadı demiyorum, inkar edecek halim yok, Allah razı olsun!

Fakat;

Bu yapılanların hepsi vatandaş olarak bizlerin vergilerinden yapıldı.

Bu yapılanlardan faydalanmak için para harcayan yine biz vatandaşlarız!

Yabancılar gelip buralardan geçişlere para vermiyor!

Kendi kendimize para döndürüyoruz...

Benim kafama takılanlar;

Tarımda neden dışarıya bağımlı hale geldik?

Hayvancılıkta neden dışarıya bağımlı hale geldik?

Devletin fabrikalarını bir bir satarken, bunların yerini dolduracak fabrikalar neden kurulmadı?

Fabrikalar kuramadıktan sonra işsizlik nasıl azalacak?

İhracatımızı artıracak markalarımızın sayısını neden artıramıyoruz?

Dışarıya sattığımız maldan, daha fazlasını almak zorunda olduğumuzda cari açık nasıl kapanacak?

Kendi vatandaşının cebindeki paraya göz dikmiş bir anlayışın ekonomisi asla güçlü olmayacaktır!

...

Aynı nakarat yine

Ama

Yol yaptı,

Tünel yaptı,

Köprü yaptı,

Havalimanı yaptı,

Hızlı tren yaptı,

Her ile üniversite yaptı,

Hastane yaptı...

Yazı http://www.omurokur.com/2018/05/ayni-nakarat/ adresinde yayınlanmıştır.

Türkiye, Stockholm Sendromu, Türk"ün Seçimi

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: Türkiye, Stockholm Sendromu, Türk"ün Seçimi

Doların, Euronun, Altının,  Benzinin, Mazotun ateşi düşürülemiyor...

İşsizlik azaltılamıyor, İŞKUR destekli staj programları ile falan azalıyor gibi gösteriliyor ama aksine yüzdeye vurulduğunda; sayısı artan çalışması gereken nüfus dikkate alındığında sayısal olarak işsiz sayısı her geçen gün artıyor...

Bundan önceki dönemlerde kurulan sanayi kuruluşları, fabrikalar yok pahasına satılıp kapatılırken, satılmalarına - peşkeş çekilmelerine göz yumulurken yerlerini dolduracak ve/veya daha iyi kuruluşlar ve fabrikalar açılmıyor...

Yıllardır her tipten maketler var ama yürüyen aksamı ile seri üretim nedense göremiyoruz...

Tarımda dışarıya bağımlılığımız artıyor; her geçen gün bir ürünün yetiştiği yeri daha yapılaşmaya açıp, o ürünü yurt dışından ithal ediyoruz...

Hayvancılıkta dışarıya bağımlılığımız artıyor; her geçen gün bir merayı daha yapılaşmaya açıp, yurt dışından, canlı ya da et olarak daha fazla ithalat yapıyoruz...

Borçluların borçları affedilirken; sürekli ödeme gayreti içinde olanlara, ne bir vergi de ne de başka bir ödemede kolaylık sağlanmayarak enayi yerine konuluyor...

Dershaneler kapatıldı, yerlerine özel okul açtılar, dershanelere çocuğunu gönderebilen insanlar özel okullara her sene 4 - 5 katına çıkan fiyatlar ödemek zorunda bırakıldı ya da yallah seçeneksiz devlet okuluna...

Satın alma gücü azalıyor... 

Cinayetler artıyor...

İntiharlar artıyor...

Kadına şiddet artıyor...

Devletin en üst makamındaki şahsiyet önemli olayların fos çıkmasının akabinde herkesin karşısına çıkıp utanmadan kandırıldım, aldatıldım, yanıltıldım, yanlış bilgi verildi, komploya uğradım gibi açıklamalarda bulunuyor ve üstüne üstlük alkışlanıyor...

***

Stockholm sendromu, basitçe rehine ile rehin alan kişi arasındaki sempati oluşumudur...

Bu sempati ve empati oluşması doğrultusunda psikolojik bir ruh durumu başlar ve Rehine kötü koşulları benimser, savunur ve koşulları göremeyerek, rehin alan kişinin yanında yer alır

Rehineler saldırganla özdeşleşir ve hayatta kalma duygusuyla onunla beraber hareket etmeye başlar

Aslında bu durum kurbanın kendi kararı doğrultusunda gerçekleşen bir olay değil, şiddetin direkt olarak doğurduğu sonuçlardan birisidir

Rehin alma, tecavüze uğrama, taciz, savaş, pazarlanan hayat kadınları, aile içi şiddet, dini ve siyasi baskı gibi birçok durumda Stockholm sendromuna rastlanır

Stockholm Sendromu Literatürdeki ismine, Psikiyatr Nills Bejerot tarafından 1973 yılında yaşanan bir olay neticesinde kavuşur;

1973 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’de bir banka soyguncusu (Jan-Erik Olsson) altı gün boyunca 4 banka görevlisini rehin tutar... 

Rehin tutulan banka görevlilerinden birisi banka soyguncusuna duygusal olarak bağlanır...

Rehineler, mahkemede soyguncular aleyhinde ifade vermez, hatta savunma ücreti için para toplarlar...

Olay sırasında telefonla basına konuşan rehinelerden Kristin Enmark’ın “Asıl korktuğum polis. Biz burada iyi vakit geçiriyoruz” demesi, ülkede büyük etki yaratmıştır...

Olay, ülkede: “Soyguncular bankadan para çalamadılar ama bazı insanların kalbini çaldılar” şeklinde yorumlanmıştır...

Serbest kaldığı süre içerisinde rehineler soyguncuyu savunmuşlardır, hatta banka görevlilerinden bir tanesi nişanlısını terk ederek soyguncunun hapisten çıkmasını beklemiştir...

İsveçli banka soyguncusu Jan-Erik Olsson, olumlu ifadeler sonucu 8 yıl hapis yatıp çıkmıştır... şimdi Tayland’da suça karışmadan sakin bir hayat sürüyor...

Stockholm sendromu bu olaydan sonra birçok rehine olayında da yaşanmıştır...

1974’de Patty Hearst isimli kadın milyoner kaçırıldığı terörist grubuyla, 2 ay sonra banka soygunu yapmış ve onlarla birlikte hapse girmekten kurtulamamıştır...

***

Şimdi yukarıda Türkiye"nin durumuna bakıp, 15 yıl ülkeyi tek başına yönetenleri, sorgusuz sualsiz hala destekleyenler Stockholm Sendromu içinde değildir de nedirler!

Yazı http://www.omurokur.com/2018/05/turkiye-stockholm-sendromu-turkun-secimi/ adresinde yayınlanmıştır.

Neden Erken Seçim

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: Neden Erken Seçim

Dolar durdurulamazken...

Yuroya ayar verilmezken...

Altın artık takılamazken...

İşsizlik artarken...

Çiftçi bitirilip yurt dışından tarım ürünleri alırken...

Hayvancı bitirilip yurt dışından et ve canlı hayvan alınırken...

Devletin fabrikaları bir bir kapatılmışken...

Vatan toprağı, para için satılıyorken...

Çevremizde aramızın iyi olduğu ülke kalmamışken...

Andımız yasaklamışken...

Ya bedava devlet okulunda imam ya tüm maaşla çocuğu özel okulda iyi bir gelecek için okutma dönemlerine getirilmişken...

Cinayetler artarken...

İntiharlar artarken...

Sapıklık artarken...

Yobazlara bir sürü hak verilmişken...

Almanya ile dalaşıp alman lüks arabalarına binmeye devam ederken...

İsrail ile dalaşıp İsrail"den silahlar satın alırken...

Liyakat sahipleri değil yandaşlar koltuklara oturtulurken...

Özgür basın ele geçirilmişken...

Devletin parası artık kendini döndürmeye yetmiyorken...

Neden Erken Seçime gidiyoruz?

...

Aa daha soruya odaklanamadan bir sürü cevap vermişim zaten yahu:)

Yani kısaca şunu diyorlar; Bizi değiştirecek misiniz, yoksa düzmeye kendi rızanızla devam mı edelim?

Daha anlaşılır bir dil kullanayım, hani mahkemeler karar veriyorlar ya; "rızası var tecavüz değildir diye, işte onun gibi bir şey?"

Yazı http://www.omurokur.com/2018/05/neden-erken-secim/ adresinde yayınlanmıştır.

Keşke Her Gün Seçim Olsa

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: Keşke Her Gün Seçim Olsa

Her gün gıda kolileri dağıtılır, fakirin karnı bir gün değil her gün doyardı...

Her gün yakacak kömür dağıtılır, fukaranın ocağı bir gün değil her gün tüterdi...

Saygın vatandaş trafik cezasını, çeşitli adlar altında alınan vergisini, su parasını, doğal gaz parasını... devlete borç takan birileri gibi ödemek zorunda kalmazdı...

Bugün suç işleyen, yarından az önce af edileceğinden polise, askere, savcıya, avukata, hakime, gardiyana gerek kalmazdı, hapishaneler yapmak için boşuna para harcanmazdı...

Bugün taşeron çalışan, yarından az önce kadroya geçeceğinden, artı istahdam hareketleri ile de herkes iş sahibi olurdu işsizlik kalmazdı...

Memurum, işçim, emeklim boğazından giyiminden artırdığı ile, yıllarca dünya faizli borcun altına girerek başını sokabileceği evi, vatandaş olarak pay hissettiği devlet arazisine bir gecede kondururdu, yarından az önce de tapusu verilir, elektriği, suyu, doğalgazı bağlanırdı...

Kimse suçlu sayılmayacağına göre herkes de, en geç yarından az önce kendini en tatmin eden adaleti uygulardı, zaman aşımı olmazdı...

Her şeyi iktidar partisi verdiğinden çalışmaya gerek kalmazdı...

Kimse borçlu olmayacağına göre maaşlı işe de gerek kalmazdı...

???

Bir yerde bir adaletsizlik var değil mi!

Yazı http://www.omurokur.com/2018/05/keske-her-gun-secim-olsa/ adresinde yayınlanmıştır.

Erken Seçimde Ne Olacak

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: Erken Seçimde Ne Olacak

24 Haziran,

Seçimin sonucu,

Ya bir sonun başlangıcı olacak,

Ya da bir başlangıcın sonu...

Erkenden!

Yazı http://www.omurokur.com/2018/04/erken-secimde-ne-olacak/ adresinde yayınlanmıştır.

İyi Uykular CHP

Ömür OKUR "un sitesinden bir yeni yazı: İyi Uykular CHP

Kaybedilen onca seçimin ardından

Yine aynı kişi başkan seçiliyorsa

Demek ki CHPli kurultay delegelerinin bünyesi başarısızlığa alışmış

Yani CHP liler çalışmak istemiyor

CHPliler sürekli uyumak istiyor

O halde iyi uykular CHP

Siz sadece gördüğünüz rüyaları gerçekleşecekmiş gibi anlatırsınız!

Yazı http://www.omurokur.com/2018/02/iyi-uykular-chp/ adresinde yayınlanmıştır.